Çek Senet Alacaklarında Tarihi Değişim! Yeni İcra ve İflas Taslağı Mecliste: Borçlulara Haciz Yok!

Türkiye'de 9 Haziran 1932'den bu yana uygulanan İcra ve İflas Kanunu köklü değişikliklere gidiyor. Adalet Bakanlığı'nın resmi web sitesinde paylaşılan taslak önerisinde, Avukat Mustafa Zafer'in Tgrthaber.com'a verdiği söyleşide, düşük maaşlardan az, yüksek maaşlardan ise çok kesinti yapılacağını belirtmesi dikkat çekiyor. Röportajın önemli detaylarını keşfedin!

Çek Senet Alacaklarında Tarihi Değişim! Yeni İcra ve İflas Taslağı Mecliste: Borçlulara Haciz Yok!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin yeni bir icra ve iflas düzenlemesine acil ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, bilim kurulu heyetinin çalışmalarını tamamladığını ve hazırlanan taslağın yakında değerlendirilmeye açılacağını ifade etti. Meclis gündemine gelecek taslak paketinin ayrıntıları da gün yüzüne çıktı.

Tgrthaber.com'un Özel Haberler Şefi Emir Yücel ile gerçekleştirdiği röportajda, Avukat Mustafa Zafer, gündemdeki konularla ilgili tüm soruları detaylı bir şekilde yanıtlayarak, ‘Yapılması planlanan değişiklikler, toplumun her kesimini oldukça yakından etkileyecek’ dedi.

Taslak çalışmalarıyla alacakların tahsil sürelerinde bir kısalma olacak mı? Borçlulara sunulan fırsatlar artacak mı? Çalışmada maaş hacizi düzenlemeleri nasıl şekillenecek? Aile konutu olarak belirlenen taşınmazların satış süreçlerinde bir değişim olacak mı? Kiralanmış taşınmazların tahliye süreçlerinde ne gibi yenilikler öngörülüyor? Yüzyıllardır ticari hayatın merkezinde olan çek ve senet alacaklarında nasıl bir düzenleme yapılacak? İşte, merak edilen tüm bu soruların yanıtları…

Sayın Zafer, yapılmak istenen değişikliklerin önemi nedir?

HERKESE ETKİ EDİYOR!

Bu durumu özetlemek gerekirse, hukuk mahkemelerinin verdiği tüm kararların infazı icra daireleri aracılığıyla gerçekleştirildiği için öngörülen değişiklikler, toplumun her kesimini yakın bir zamanda yakından etkileyecek. Asliye hukuk mahkemelerinde alınan bir tazminat kararından alacakların tahsiline, boşanma davalarında eşlerin karşılıklı yerine getirmesi gereken sorumluluklara, tüketici mahkemelerindeki ayıplı mala ilişkin kararlardan kiracının tahliyesine kadar birçok farklı hukuki alanı kapsayan kararlar, icra yasası kapsamında infaz edilecektir. Bu nedenle, yeni düzenlemelerin mahkeme kararları ve alacakların tahsili üzerindeki etkisi oldukça büyük önem taşımaktadır.

Peki, taslak düzenlemesi yasalaşırsa borçlular, borçlarını ne kadar sürede ödeyebilecek?

BORÇLULARIN MALINA HACİZ KONULAMAYACAK!

Mevcut icra ve iflas yasasında, borçlu aleyhine ilamsız olarak başlatılan, yani faturaya dayalı tüm alacaklar için ödeme süresi 7 gün, kambiyo senetleri üzerinden (çek ve senet alacakları için) ise 10 gün olarak belirlenmişken, taslakta bu süre 15 güne çıkarılıyor. Bu durum, borçlulara borçlarını daha uzun bir süreçte ödeme fırsatı sunuyor. Ayrıca, borçlunun bu 15 günlük süre zarfında hiçbir malı üzerine haciz konulamayacak. Bu yönüyle, zamanın uzatılması vatandaşların borçlarını ödeyebilmeleri açısından kayda değer bir düzenleme olacaktır.

Taslakta çalışanlar için maaş haciz uygulaması ne şekilde olacak?

DÜŞÜK MAAŞTAN DÜŞÜK, YÜKSEK MAAŞTAN YÜKSEK KESİNTİ!

Halihazırda uygulanmakta olan maaş haczi düzenlemesine göre, borçlunun maaşı ne olursa olsun, en fazla maaşından %25 oranında bir kesinti yapılabiliyor. Ancak hazırlanan yeni taslakta, asgari ücretle çalışan bir bireyin maaşından en çok yüzde 10 kesilmesi öngörülüyor. Bu düzenleme, beyaz yaka çalışanlar olarak bilinen daha yüksek maaş alanların maaşlarının %60’ına kadar kesinti yapılmasına olanak verecek. Sonuç olarak, düşük maaş alanlardan daha az, yüksek maaş alanlardan daha fazla kesinti yapılması sağlanacak.

Maaş haciz düzenlemesi yasalaşırsa;

a) Geliri net asgari ücret kadar olanlardan, gelirinin onda biri kesilecektir.

b) Geliri net asgari ücretin iki katı kadar olanlardan, gelirinin onda ikisi kesilecektir.

c) Geliri net asgari ücretin üç katı kadar olanlardan, gelirinin onda üçü kesilecektir.

ç) Geliri net asgari ücretin beş katı kadar olanlardan, gelirinin onda dördü kesilecektir.

d) Geliri net asgari ücretin yedi katı kadar olanlardan, gelirinin onda beşi kesilecektir.

22.104 x 7 = 154.728 TL maaş alan bir kişinin bu ücretin yarısı, yani 77.364 TL'ye kadar haciz uygulanabilecektir. (Mevcut uygulamada 1/4 oranında, yani 38.682 TL kesintiye gidilebiliyor)

e) Geliri net asgari ücretin dokuz katı ve üzerindeki gelirlerden, gelirinin onda altısı kesilecektir.

Aile konutunun satışında neler değişecek?

Taslağın yasalaşması durumunda, ipoteğin paraya dönüştürülmesi çerçevesinde satışa sunulacak gayrimenkul aile konutu olduğunda, borçlu olmayan eşe de bir ödeme emri tebliğ edilecektir. Borçlu olmayan eş, borçlu eşin itiraz edebileceği her konuda kendi başına itirazda bulunma yetkisine sahip olacaktır. Üstelik, eski uygulamalara göre takip başlatıldığında sessiz kalan borçlu eş, bu noktada tüm itirazlarını borçlu olmayan eş aracılığıyla yapabilecektir. Bu açıdan önemli bir yenilik getirilmiş olmaktadır.

Kiralanan taşınmazların tahliye süreçleri nasıl değişecek?

YAZILI KİRA SÖZLEŞMESİ ŞART!

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki, söz konusu taslak paketin yasalaşmasıyla, elinde yazılı kira sözleşmesi olmayan hiçbir kiralayan (ev sahibi, iş yeri sahibi) icra dairesine başvuramaz hale gelecek. Sözleşmesiz kiraya verenler, yalnızca mahkemeye başvurarak kiracıdan taşınmazın tahliyesini talep edebileceklerdir.

Kiralanan taşınmazın tahliyesi sürecinde, borçlu hakkında icra takibi başlatıldığında, eğer kiralanan taşınmaz aile konutu ise borçlunun eşine icra dairesinden bilgi verilecektir. Bu sayede, olası bir tahliye kararının olumsuz etkileri hakkında borçlu olmayan eş erken uyarılmış olacaktır.

Çek-senet alacakları tarihi mi oluyor?

TİCARİ HAYAT ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLERİ OLABİLİR!

Ne yazık ki bu taslağın belki de en olumsuz yönü, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip sisteminin ortadan kaldırılacak olmasıdır. Zira ülkemizde ticaretin büyük bir bölümü çek ve senetler aracılığıyla yapılmaktadır. Kendine has bir haciz süreci olan bu değerli evrakın normal bir alacak haline getirilmesi, başta küçük esnaflar ve KOBİ’ler olmak üzere tüm ticari yapıyı olumsuz bir biçimde etkileyebilir.

2024 yılı Ocak – Temmuz döneminde, yalnızca bankalar tarafından tahsil edilmesi gereken senet miktarı 21.892 Milyar TL iken; 2025 yılında aynı dönem için bu rakam %120 artış göstererek 48.798 Milyar TL’ye ulaştı.

Bankalarda ödenmediği için geri dönen çek miktarı 2023 yılının Ocak – Temmuz döneminde 25.942 Milyar TL iken, 2024 yılında bu rakam 90.302 Milyar TL, 2025 yılının ilk yedi ayında ise 132.082 Milyar TL’ye yükselmiştir. Bu kadar yüksek meblağların yasal süreçte zamanında tahsil edilememesi, çek ve senet alacaklılarının iflasıyla sonuçlanabilir.

Son olarak, belge olmaksızın icra takibinin iptal edildiği düzenlemede, alacaklılar ne zaman haklarını icra dairesinden talep edebilecek?

ALACAKLILARIN İFLASINA NEDEN OLABİLİR!

Bu taslak çalışmasının İcra ve İflas Kanununda getireceği en önemli değişiklik, daha önceki icra uygulamalarından farklı olarak, belge olmaksızın alacakların tahsiline ilişkin yeni bir yapılanma olmasıdır. Hatta bazı durumlarda elinde belge bulunsa bile, bu alacakla icra takibi yapılması mümkün olmayacaktır. Örneğin, itiraza uğramış bir fatura alacağı bulunduğunda, alacaklı mahkemeye başvurarak alacağının varlığını ispat etmek durumundadır.

Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı 2024 yılı Adalet istatistiklerine göre, hukuk mahkemelerinde bir dosyanın elden çıkarılması ortalama 233 gün sürmektedir. Ancak bu yeni düzenlemeye göre, alacaklının ilamı takibe koyabilmesi, yani mahkemeden aldığı kararın icra edilmesi için ilk derece mahkemesindeki kararın kesinleşmesi gerekmektedir. İstinaf yolu açık olan davalarda dosyanın bölge adliye mahkemesinden gelmesi ise ortalama 406 gün sürmektedir. Dolayısıyla, belge olmaksızın bir alacağın takibe konu edilmesi için ortalama 639 gün beklenmesi gerekecek.

Mevcut ekonomik koşullar göz önüne alındığında, herhangi bir alacaklının alacağını 639 gün sonra talep edebilmesi ne yazık ki alacaklıların iflasına yol açabilir. Tüm bu hususların titizlikle değerlendirilerek yasalaşması sürecinde dikkat edilmesi gerektiği aşikardır.