Türk Çelik Sektörü, Tanzanya ile Afrika Pazarına Açılıyor!

Türk çelik sektörü, yeni pazarlara açılma stratejisi çerçevesinde Tanzanya'da Sektörel Ticaret Heyeti düzenledi. Türkiye'den 16 firmanın katıldığı bu etkinlikte, Tanzanyalı şirketlerin yoğun ilgisi dikkat çekti. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, Türkiye'nin Tanzanya'nın yıllık 700 milyon dolarlık çelik ithalatındaki payını artırmak istediklerini vurguladı. İlk hedefleri bu rakamı 100 milyon dolara çıkarmak. Dalbeler, Tanzanya'nın çevresindeki ülkelerle birlikte büyük bir potansiyel taşıdığını, Türk çelik sektörünün ihracatı ve üretimi artırma hedefinde olduğunu belirtti.

Türk Çelik Sektörü, Tanzanya ile Afrika Pazarına Açılıyor!

Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB), Afrika pazarındaki varlığını güçlendirmek amacıyla Tanzanya'nın ticaret merkezi Darüsselam'da 2-6 Eylül 2025 tarihlerinde Sektörel Ticaret Heyeti etkinliği gerçekleştirdi.

ÇİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, Türkiye'nin önemli bir çelik ithalatçısı olan Tanzanya'ya, büyük ölçüde Çin'den olmak üzere yıllık 700 milyon dolar çelik almakla birlikte yalnızca 30 milyon dolarlık ihracat yaptığını belirterek, bu girişimin bölge için gelecek yıllarda büyük bir fırsat sunduğunu vurguladı. Dalbeler, Tanzanya'nın Sahra Altı Afrika'nın ekonomik kapısı olduğunu belirterek, "Kuzey Afrika'da uzun yıllardır önemli bir oyuncuyuz. Fas'tan Mısır'a kadar uzanan bu coğrafyada hem ticaret hem de yatırım alanında varlığımız bulunmakta. Ancak Sahra Altı Bölgesi’nin ekonomilerinin küçüklüğü ve ödeme sorunları gibi engeller nedeniyle buraya odaklanma fırsatımız sınırlı kaldı. Fakat 2018 yılından bu yana dünya genelinde belirginleşen korumacılık önlemleri, bizi yeni pazarlara yönelmeye zorladı. Tanzanya'da attığımız bu adım, komşu ülkelerle birlikte değerlendirildiğinde bize gelecekte güçlü bir alternatif sunacak." dedi.

AFRİKA’DA BÜYÜK BİR POTANSİYEL GÖRÜLÜYOR

Sadece Sahra Altı Afrika değil, tüm kıta genelinde çelik sektörü için önemli bir potansiyel barındırdığına dikkat çeken Dalbeler, "Afrika, özellikle doğal kaynakları açısından dünya genelinin ilgisini çeken bir alan haline geldi. Nüfus artışını göz önünde bulundurduğumuzda, bu bölge ciddi bir büyüme potansiyeline sahip. Bugün Afrikanın toplam nüfusu yaklaşık 1,4 milyar, 2030'da 1,7 milyara, 2050'de ise 3 milyara çıkacağı öngörülüyor. Küresel kişi başına çelik tüketimi 250 kilograma yakınken Afrika’daki bu rakam yalnızca 30 kilogram. Bu büyük fark, bölgenin potansiyelini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu nedenle bir an önce burada bağlantılar kurmalıyız. Asıl mesele rekabet etmek değil, güvenilir ve sürdürülebilir bir tedarikçi olabilmektir. Pandemi süreci bize bunu net bir şekilde gösterdi. Önümüzdeki dönemde Afrika pazarına daha fazla odaklanmayı planlıyoruz; sadece Afrika değil, yeni ekonomik modeller, gelişen pazarlar ve yatırım potansiyeli olan bölgeler de bizim gözlem alanımızda olacak." ifadelerini kullandı.

‘YURTDIŞINDA TÜRK MÜTEAHHİTLERLE İŞ BİRLİĞİ ARTIRILMALI’

Tanzanya'daki çelik talebinin inşaat çeliği üzerinde yoğunlaştığını dile getiren Dalbeler, "Talep daha çok ince sac, tel, çit ve çivi gibi ürünlerden oluşuyor. Büyük tonajlı sanayi ürünlerine olan ihtiyaç ise oldukça düşük. Burada önemli bir adım atılması gerekiyor. Türkiye’den pek çok inşaat firması yurt dışında büyük projeler üstleniyor. Diğer ülkeler, taahhüt işlerinde kendi ürünlerinin kullanılmasını ön şart olarak koyarken; bizim de müteahhit firmalarımızla iş birliği yapmamız şart." dedi.

Türkiye'nin, başta Afrika olmak üzere potansiyeli yüksek pazarlarda daha fazla ihracat gerçekleştirebilmek için rekabetçiliğini artırması gerektiğini belirten Dalbeler, "Son zamanlarda Türkiye, enerji maliyetleri bağlamında Avrupa ile paralel bir seviyeye ulaştı. İşçilik maliyetlerinin dolar üzerinden artması, çelik sektörünün mevcut durumunu pekiştiriyor. Çelik, emek yoğun bir sektör olmamakla birlikte, oradaki işçilik payı oldukça kritik. Çelik sektörü, mevcut konumunu korayabilmek için sürekli yatırım yapmak zorunda ancak şuan bunun için gerekli nakit akışını sağlamakta zorlanıyoruz." şeklinde konuştu.

‘30 MİLYON TON HURDA GEREKİYOR’

Dalbeler, çelik endüstrisinin önemli bir hurda kaynağına ihtiyaç duyduğunu kayettti. ABD'de her yıl hurdaya çıkan araçlardan yaklaşık 25 milyon ton hurda çelik elde edildiğini ifade eden Dalbeler, "Türkiye, yıllık 40 milyon ton çelik tüketimine karşılık sadece 10 milyon ton hurda üretiyor. Ancak, yıllık olarak 30 milyon ton hurdaya ihtiyacımız var. Kendi kaynaklarımızdan 10 milyon ton temin edebilmemize rağmen, her yıl 20 milyon ton hurdayı dışarıdan ithal etmek zorundayız." dedi.

KARBON DÜZENLEMESİYLE TÜRKİYE AVANTAJLI

Dalbeler, Avrupa'da gelecek yıl devreye alınacak olan sınırda karbon düzenlemesine ilişkin Türkiye'nin hem avantajları hem de dezavantajları olduğunu dile getirdi. Bu düzenlemeyle Avrupa'da hurdaya dayanıklı çelik üretimine yönelik yatırımların arttığına dikkat çekerken, "Bu durum iç tüketimlerinin yükseleceği anlamına geliyor. Ancak Türkiye’nin bu konuda şanslı olduğunu düşünüyorum. Zira, Türkiye, Avrupa ile kıyaslandığında daha rekabetçi bir üretim yapısına sahip. Avrupa'nın çelik pazarındaki rakipleri Japonya, Güney Kore, Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkeler; bu ülkelerin emisyonları bizim seviyemizin 6-7 katı. İnsan kaynağının maliyetleri artıyor olsa da, karbon konusunda ciddi bir rekabet avantajımız var. Ayrıca, coğrafi konumumuz, geçmiş tecrübemiz ve güçlü endüstrimiz gibi faktörler de bize katkı sağlıyor. Ancak karbonun henüz gündeme alınmadığı bazı bölgelerde zorluk yaşayacağımız da aşikar." açıklamalarında bulundu.

BÜYÜKELÇİ GEZER: HEDEF 1 MİLYAR DOLARLIK DIŞ TİCARET HACMİ

Türkiye Cumhuriyeti Darüsselam Büyükelçisi Dr. Bekir Gezer de, Tanzanya'nın Kenya ile birlikte Afrika'nın liderliğine soyunan bir ülke olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu bölgede büyük hedeflere sahip olduğunu aktaran Gezer, iki ülke arasındaki mevcut 300 milyon dolar olan ticaret hacminin yetersiz olduğunu, ilk etapta bunu 1 milyar dolara çıkarmayı düşündüklerini ifade etti. Ticaret hacmini artırmak amacıyla Tanzanya'da bir Türk İşadamları Derneği kurduklarını belirten Gezer, "Türk iş insanları PVC, balıkçılık, maden, marangozluk ve su gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor. Geçtiğimiz hafta derneğin kuruluşunu gerçekleştirdik ve bu doğrultuda bir ofis açmayı planlıyoruz. Böylece Türkiye’den Tanzanya’ya iş yapmak üzere gelen yatırımcılar, daha etkili bilgiler ve destek alabilecek. Türk iş insanlarına Tanzanya’da daha iyi yönlendirme yapabileceğiz. Gözlemlerim doğrultusunda, madencilik, sağlık, eğitim, tarım, altyapı ve inşaat alanlarında Türkiye ile Tanzanya arasındaki iş birliğinde büyük eksiklikler var. Bu boşlukları doldurabilirsek, 1 milyar dolarlık hedefimiz oldukça erişilebilir hale gelecek." şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE EĞİTİM GÖREN TANZANYALILAR BİR ARADA OLACAK

Büyükelçi Gezer, Türkiye'de eğitim gören Tanzanyalı öğrencilere de dikkat çekerek, bu bireylerin ülkenin geleceğinde kilit roller üstlenebileceğini ifade etti. Mezunları bir araya getirebilmek amacıyla SETTA adında bir dernek kurduklarını belirten Gezer, "Şu ana kadar 400 Tanzanyalı öğrenci Türkiye'den mezun oldu, 600 de eğitim almakta. Ancak, birbirleriyle tanışmıyorlar; köylerinde veya kasabalarında birbirlerinden habersiz yaşamaktalar. Hepsini SETTA çatısı altında toplayarak her ay bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Bu mezunlar, ilerleyen yıllarda Tanzanya'nın siyasetçisi, iş insanı, gazetecisi ve kamuoyu öncüsü olacak, dolayısıyla Türkiye ile Tanzanya arasında güçlü bağlar kuracaklar. Tanzania’nın Türkiye ilişkilerinin gelişmesi açısından bu bireyler önemli bir aktör olacak. Mezunlarımıza sahip çıkmalıyız." dedi.

‘TANZANYA'DA YATIRIM VE TİCARET İÇİN ÖNEMLİ FIRSATLAR MEVCUT’

Tanzanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Boniface Ndengo ise, Tanzanya'nın çevresindeki ülkelerle büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtti. Türkiye ile çelik sektöründe daha önce pek fazla iş birliği yapılmadığını ancak düzenlenen ticaret heyetinin iki ülkenin birbirini daha iyi tanımasına olanak sağladığını ifade etti. Ndengo, "Bu etkinliğin ardından iki ülke arasındaki ticaret hacminin artacağına inanıyorum ve yerel üreticilerin Türk çeliğine daha fazla ilgi göstereceğini düşünüyorum. Ayrıca, Tanzanya'nın yatırım ve ticaret açısından önemli fırsatlar sunduğunu belirtmek isterim. Ülkemiz, Afrika’ya açılan bir kapı gibi. Çevredeki ülkelerle ticaret yapma ve potansiyeli geliştirme açısından daha fazla cazibe merkezi haline geliyor. Yatırımcılar için Afrika'nın büyük bir kısmına ulaşım açısından Tanzanya ideal bir merkez." şeklinde konuştu.